ÇALIŞMA TOPLANTISI Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğretiminde Konuşma Edimi Uygulama Güçlükleri ve Çözümleri Atanur Memiş Dil Ferdinand de Saussure ID: 587953
Download Presentation The PPT/PDF document "28 . YADOT" is the property of its rightful owner. Permission is granted to download and print the materials on this web site for personal, non-commercial use only, and to display it on your personal computer provided you do not modify the materials and that you retain all copyright notices contained in the materials. By downloading content from our website, you accept the terms of this agreement.
Slide1
28
. YADOT
ÇALIŞMA TOPLANTISI
Yabancı
Dil
Olarak
Türkçe
Öğretiminde
Konuşma
Edimi
Uygulama
Güçlükleri
ve
Çözümleri
Atanur
MemişSlide2
Dil
Ferdinand de
Saussure
(1857-1913), Genel Dilbilim Dersleri adlı kitabında bir göstergeler sisteminden bahseder. Satranç bilmeyen birinin satranç oynayanları birkaç gün seyrettiğinde yavaş yavaş oyunun sistemini kavramaya başladığını -hangi taşın, hangi yönde ve nasıl yürütüldüğünü, taşların nasıl oyun dışına çıktığını, hangi koşullarda şah-matın gerçekleştiğini öğrenip sistemi kavrayabildiğini- bunun için satranç oyununun tarih içinde nasıl geliştiğini, nasıl değişiklikler geçirdiğini öğrenmek zorunda olmadığını, tersine, oyunun sisteminin dış gerçeklikten bağımsız, saymaca birtakım kurallardan oluştuğunu ve kendi içinde bir bütün meydana getirdiğini söyler.
Ayrıca, oyunu oluşturan ögelerin kendi öz varlıkları -filin yaşayan fil ile olan ilgisi ya da mermerden mi, tahtadan mı, plastikten mi veya camdan, metalden mi yapıldığı, önem taşımaz- önemli olan onların sistem içindeki işlevleri, birbirleriyle olan bağıntılarıdır. Dil de böyledir.
Saussure’e
göre, gerçeklikle dil arasında doğal bir bağıntı olmadığı gibi; dili dış dünyadan kopuk, bağımsız, kapalı bir göstergeler sistemi olarak görmemiz gerekmektedir ve bu sistem, öğelerin bir yığını değil, tutarlı bir bütündür.
Konuşma
bir
tekrarlar
bütünüdür
ve
beden
kullanımıyla
davranış
halini
alır
.
Sözcüklerin
yapısı
,
dilin
yapı
özellikleri
ikinci
planda
kalırken
özel
ve
toplumsal
deneyimler
bütünü
olan
konuşma
edimi
sırasında
hedef
,
bir
yığın
çevresel
etmene
karşın
mesajı
karşı
tarafa
iletmektir
.
gönderge
(gerçek hayat)
gösterge (
metinsel
)
gösteren (sözsel)
gösterilen (kavramsal)Slide3
Ses
İnsan aşağı yukarı 200 farklı sesi telaffuz edebilir ve onları algılayabilir; ama her dilsel topluluk sahip olduğu binlerce sözcük için aşağı yukarı 40 temel ses kullanır. Her birey, bütün bu temel seslere, yani sesbirimlere ve kendi anadilinin binlerce sözcüğüne sahiptir. Bunun dışındaki sözcükler, dilsel toplulukta bireylerin mesleğine, zevklerine, toplumsal ve kültürel farklılıklarına göre dağılır.
Bireyler kendi anadillerinin bütün sözcük dağarcığına sahip olabilirler, çünkü sadece seslerin kendisine değil
, aynı zamanda
sesbilgisel
kurallara ilişkin dizgeye de sahiptirler.
Sözcüklerin oluşumunu sağlayan bu
sesbilgisel
kuralların yanında, anlam ve
dizimlerin
oluşmasını sağlayan
biçimbilimsel
kurallar da vardır. Buna bağlı olarak,
anlambilim
kurallarının da unutulmaması gerekir.
Tek başına sözcüklerin bir anlamı yoktur. iletişimin temel birimi olan tümceyi oluşturan
sözdizimsel
kurallar daha çok sözcüklerin tümce içindeki yerleri ve işlevleriyle ilgilenir. Ancak, sıraladığımız bütün bu kuralları bilmek dil olgusunu açıklamaya yetmez.
(
Kıran,
Zeynel.
2001.
Dilbilime Giriş
.
Ankara:Seçkin
.
)
Her konuşan özne, kendini kişisel ve bireysel bir biçimde ifade eder; söylemek istediği
ne
ya da onu söyleme biçimine göre, göreceli bir özgürlükten yararlanır.
İnsanlar arasındaki ayrım burada başlar. Bütün bunlar, Ferdinand de
Saussure'ün
dil/söz karşıtlığındaki söz düzleminde gerçekleşir; çünkü dil toplumsal, söz (sesleme, seçme ve kurgulama) ise bireyseldir.
Türkçe öğrenen biri için söz hangi aşamada bireysel olabilir? Slide4
Sorun
Herhangi bir Türkçe metnin okunması ile günlük hayattaki bir diyaloğu oluşturan ifadelerin söyleniş biçimleri arasındaki farkların uygulama güçlüğü giderilemediğinde, ortaya çıkan sonuçlar
öğrencilerin
bütün dil bilgisi birikimlerine/ezberlerine rağmen psikolojik açıdan kendilerini yetersiz hissetmelerine ve bilişsel düzeyde öğrenme güçlüğü çekmelerine yol aç
abil
bildiğini göstermektedir
.Slide5
Yazılan ve Konuşulan Türkçe
Türkçe yazı dilinin öğretimi; eklerin ekleniş yöntemlerinin öğretimi gibi dilin yapısından kaynaklanan bir mantık sistemini uygulamayı gerekli kıldığı halde, konuşma ediminin kazandırılması; bu mantık sisteminin öğrencinin zihninde bir
“refleks/etki-tepki hızı, dikkat, çabukluk, denge, güç ve esneklik”
gibi
psikomotor
etkinliklerde rol oynayan etmenlerin harekete geçirilmesini gerektirmektedir. Bir başka deyişle, bilinçaltı harekete geçirilmelidir.
Çünkü; konuşulan Türkçe, özünde sözlü kültürün bir parçasıdır ve içinde; bol miktarda deyim, atasözü, argo gibi doğrudan sözlü kültürün taşıyıcılarını barındırmanın yanında her an bir ironiye, mizaha ve şaşırtmacaya dönüşebilecek bir
sözsel
altyapıya sahiptir. Diğer yandan yazı dilinin sentaksına uymayan birçok yapıya da konuşulan Türkçede rastlamak mümkündür.
Kısaca, bilişsel düzeyde öğrenilen yeni dil bilgisi becerileri öğrenildiği anda konuşma pratiğine dönüşememekte, ancak yeterli düzeyde tecrübe edildiğinde bu sorun aşılabilmektedir. Yapılan araştırmalar ve sınıf içi uygulamalar konuşma ediminin öğrenciye kazandırılmasında birçok etmenin aynı anda harekete geçirilmesi gerektiğini ortaya koymaktadır. Bunlar
;
“vurgulama/telaffuz/artikülasyon/tonlama, zamanlama/refleks, dinleme, konuşma jestleri, çağrışım, psikoloji, hazırlık/niyet ve bir diyaloğu yönlendirme”
olarak sıralanabilir. Slide6
BÖCEKLER/ Orhan Veli
Düşünme,
Arzu et sade!
Bak böcekler de öyle yapıyor.Slide7
Başlangıç
Anadili Türkçe olmayan biri, tam olarak ne zaman Türkçe konuşuyor sayılır?
Bir Türkçe öğren
i
cisinin
ilk kez iletişime geçtiği anadili Türkçe olan birinde bırakabileceği muhtemel izlenimler nelerdir? (ve bu izlenimler
onların
iletişiminde ileriye dönük nasıl etkiler bırakır?)
Sözcükleri iyi telaffuz
etmek
yeterli midir?
Günlük konuşulan dil her dilsel ayrıntının (ek, dil bilgisi vs.) zihinde her tekrarda yeniden canlandırılmasını gerekli kılar mı? (Gerekli kılarsa hangi aşamalarda?)Slide8
Konuşma Becerisi
Bedensel Davranış (%55 Beden Dili)
Duruş
Hareket
Jest
Mimik
Ses (%38 Ses Tonu)
İşitilebilir (ses yüksekliği)
Akıcı (süre, takip edilebilir)
Kulağa hoş gelen (rahatsız etmeyen)
Anlamlı (nitelik, konu)
Dil
Telaffuz
Kullanılan İfadeler
(%7 Kelimeler)
Hitap biçimi (konuşma ortamı)
Zihinsel Etkinlik
Refleks
(
Yüzdeler:
Prof.Dr
. Albert
Mehrabian
)Slide9
Konuşma Makinesi
Bilinçli ve Bilinç Dışı Öğrenme
doğru iletişim
hazırlık/niyet
açıklık-netlik, vurgulama/telaffuz/artikülasyon/tonlama
zamanlama/refleks
konuşma jestleri
çağrışım
psikoloji/umutsuzluk
diyaloğu yönlendirme
algılar
oyun
orada olma, yaşayarak öğrenme-gerçek ortam
kayıt (ses kaydı ve her cümle/iç ortam-dış ortam)
aktif dinleme
serbest konuşma
doğu ve batı kültürü
Psikomotor
:
“refleks veya etki-tepki hızı, dikkat, çabukluk, denge, güç ve esneklik”
Bilinçaltını Harekete GeçirmeSlide10
P
sikomotor
E
tkinlik
Psikomotor
etkinlikler, duyu organları vasıtasıyla uyarıcıların alınması, beyinde ilgili merkeze iletilmesi, algılamanın meydana gelmesi ve algılamaya bağlı olarak ilgili organların (kas gruplarının) harekete geçmeleri şeklinde bir dizi sıra izler. Daha genel bir açıklama ile
psikomotor
(=
devinişsel
) davranışlar sinirsel yapı ile kas yapıları arasındaki düzenli bir iletişim ve organizasyonu içerir.
Psikomotor
etkinlikleri içtenlik ve olgunlaşma etkiler. İçtenlik, bireyin herhangi bir
psikomotor
davranışı gerçekleştirebilmek için istek duyuyor olmasıdır. Bireyin içtenlikle o davranışı gerçekleştirmeye çalışıyor olması gelişimi olumlu yönde etkileyecektir. Bununla birlikte ilgili davranışı sergilemekte kullanılacak olan organlar yeterli yapısal değişikliği kazanmış olmalıdır. Yani olgunlaşmış olmalıdır. Olgunlaşma meydana gelmediği sürece
psikomotor
etkinlik ya gerçekleştirilemeyecek ya da yeterli düzeyde sergilenemeyecektir.Slide11
Psikomotor
Etkinliklerde Rol Oynayan Etmenler
Eşgüdüm
: Herhangi bir
psikomotor
davranış gerçekleştirilirken kullanılan organlar arasında öncelik sonralık sırasıyla bir koordinasyon sağlanmalıdır.
Güç
:
Bir
p
sikomotor
etkinliğin sergilenmesinde kullanılan organların yeterli
gü
çte
olması
gerekir.
Tepki-Tepki Hızı
: Herhangi bir
psikomotor
etkinlikte reaksiyon zamanı da oldukça önemlidir. Buradaki reaksiyon zamanı, uyarıcının alınıp beyinde algılandıktan sonra davranışın ortaya konulduğu ana kadar geçen süreyi ifade etmektedir.
Dikkat
: Dikkat tanım olarak “
Psiko
-fizik enerjinin belli bir noktaya
toplanması”dır
. Bireyin bir
psikomotor
etkinliği gerçekleştirebilmesi için dikkatini uyarıcılara ve ortaya koyacağı davranışa odaklaması gerekir.
Hız
: Hız yukarıda açıklanan eşgüdüm (koordinasyon) ile ilgilidir. Birey bir
devinişsel
davranışı ortaya koyarken ilgili organları arasındaki koordinasyonu belli bir hızda yapması gerekir. Bir sporcudan ya da bir askerden bir dakika içinde belli sayıda mekik yapması istendiğinde söz konusu olan o davranışı belli bir hızda yapmasıdır.
Denge
ve
Esneklik
: Bütün
psikomotor
etkinliklerde organizmanın denge durumunda olması gerekir. Denge durumu olmadan
psikomotor
etkinlikler ya gerçekleştirilemez ya da istenen hızda, sürede yapılamazlar. Herhangi bir
psikomotor
davranışta kullanılan organlar işlevlerini belli bir esneklik içerisinde gerçekleştirirler.Slide12
Sözlü Anlatım için Ortam Oluşturma
Öğrencinin rahat hissettirilmesi
Konuların ilgi çekici olması -hazırlık gerektirenler, gerektirmeyenler-
Öğrencinin duyulabilir
yükseklite
konuşması –sesinin rahatsız edici yükseklikte olmaması-
Aynı anda sadece bir kişinin konuşması
Bir kişi konuşurken diğerlerinin onu aktif olarak dinlemesi -diğerlerinin uygun anda söz alıp devam etmesi-
Öğrencilerin birbirini görecek biçimde oturması ve fiziki ortamın -sıkışıklık vs. olmadan- iyi düzenlenmiş olması
Dinleyici faktörü; tek kişiye, küçük gruplara veya bütün sınıfa konuşma
Konuşma gruplarının ara ara değiştirilmesi
Karşılıklı konuşmalarda; ses, mesafe ve
anlaşılabilirlik
uyumu için öğrencilerin dersliğin iki uzak noktasından konuşturulması
Telefonla önceden planlanmış; anadili Türkçe olan biriyle konuşulması, sesin dışarıya verilmesiSlide13
Niyet
Öncelikle, iletişime ve konuşmaya niyet motivasyonun da en önemli kaynağıdır. Hazır olmayan ya da isteksiz bir öğreniciden konuşmasını bekleyemeyiz.
Çokkültürlü
,
çokdilli
sınıflarımızda öncelikle konu çerçeveleri belirlenmeli, alt başlıklar ve sorular dahilinde
açımlanmalı
; sözcük, deyim, atasözü, tarih, istatistiki bilgiler “konuşma” öncesi öğrenicilere belletilmelidir.
Niyeti alt başlıklara şöyle ayırabiliriz:
-
istek
; zevkli bir konunun konuşulması (ilgi alanları, yemek kültürü, pazarlardaki ürünler, festival, merak uyandıran kültürel aktivitelerin içerikleri…)
-
bilgi edinme
; istekle paralel düşünebiliriz fakat daha derinlikli ve ileri seviyelere daha uygun konular; tarih, din, ülkenin coğrafyası, spor, politika, haberler,
sosyo
-kültürel etkinlikler (düğün, cenaze,
mevlid
/ kandil, ibadet, milli bayramlar vs.)
-
ihtiyaç duyma
; istek ve bilgi edinmenin de parçası olabilir fakat günlük hayat için sorun gidermeye yardımcı olan konular; ev kiralama, fatura ödeme, emniyetle ilişkiler, avukat, toplu taşıma kullanma, hastane, sigorta işlemleri vb.
-
tartışma
; kadın – erkek eşitliği, toplumsal cinsiyet, kültürlerarası etkileşimler - farklılıklar, işsizlik, anayasal haklar, aile ve birey vb.
-
uyarı ve suç
; hırsızlık, cinsel saldırılar, şiddet ve bunların ekseninde tedbirler…
Not: Seviye ilerledikçe konular günlük çevreden ve en genel olandan daha detaylı ve derinlemesine ele alınır. Seviye uyarlama öğreticinin sınıfın seviyesi ile kazandırmak istediği dil bilgisi ve konuşma becerisine göre çeşitlilikler gösterir.Slide14
ÖĞERENEN ÖĞRETİCİ
-Türkçe bir uyum, bir tını dilidir ve dilsel bağıntılar bu uyum çerçevesinde işlerlik kazanır. Bu, müzik notalarınınki gibi bir melodik uyumdur ve bir şarkıcının yaptığı gibi temeldeki solfej kurallarının; sesin, duygunun, verilen mesajın özelliğine göre yorumlanmasıdır. Konuşma; ses, tını ve bilişsel mesajdan bağımsız değildir.
-- Türkçede ünlü harfler hem birer ses hem de birer zaman birimidir. (Geliyor musun?
Geliyo
musun? _
ö_ü_ü_ü
_ Görüşürüz.) Sonuçta heceleme üzerine okunan ve konuşulan dilimizde her hece bir ünlü harf barındırır ve sesin tınısı -bir enstrümanın üflenişi gibi- soluğun belli bir yuvarlaklık, darlık açısı ile açık ağızdan üflenen ünlüler ile verilir. Sonuçta; ünlü harfleri, ünsüz harflerle giydiririz. Bu anlamda, ünlü uyumlarını ezberletmekten çok sezdirmekte yarar vardır. Burada zihin değil beden ve kulak öğrenir.
-Ünlülerin etkin telaffuzunda kalem ısırmak da etkili bir yöntemdir.
-Bunun yanında, diyafram eğitimi de ayrıca düşünülmelidir.
--Telaffuzu iyi öğrenen öğrenici yeni dil bilgisi yapılarını öğrenirken yazılışlardan daha önce konuşma edimiyle yapıyı kavrayabilir. Sözlü olarak da dil bilgisi öğretimi mümkündür ve ileri seviyelerde bir gerekliliktir. Çünkü yazı dilinin kuralları az çok bellidir.
-Şarkılar ve şiir gibi tınısı olan metinler akılda döndükçe, yeni sözcük ve ifadelerle bu tını zenginleştirilir. Slide15
Ön
Çalışmalar
Ses Çalışmaları – Ses Açma
Ünlüler
Heceler
Sözcükler
Vurgu Çalışmaları
Eklerin Vurgulanması
Yüklemin Vurgulanması
Öznenin Vurgulanması
Soru Eki ve Sözcüklerinin Vurgulanması
Günlük Konuşmada Değişen Sözdizimi Farklılıkları Üzerine Çalışmalar
Konuşma Yönlendiriciler
Bağlayıcılar: «yani, elbette, öyleyse, umarım, bence, sanırım , daha sonra, bunun için, bunun üzerine, ya sen vs.»
Günlük ifadeler: «İlk kez duydum, inanamıyorum, akıl almaz bir şey bu, ben de öyle düşünüyorum, merak etme, tekrar görüşmek üzere, geçmiş olsun, kolay gelsin, iyi günler, afiyet olsun, öyle mi, nasıl istersen , hayırlısı vs.»
Deyimler, atasözleri: «iç güveysinden hallice, işler tıkırında, bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor, bugünün işini yarına bırakma, her işte bir hayır vardır, vakit nakittir , eden bulur, sabreden derviş muradına ermiş vs.»Slide16
Sınıf İçi Uygulamalar
Çağrışım Oyunu
Kelime
Hikâye
Beyin fırtınası (karışık/ kim söz isterse)
Yarışma
Sınıf Ortamında Simülasyon; Drama, Tiyatro (Rol değiştirme, taklit «Buyurun
buyurun
!», küçük kostümler; şapka, şemsiye, çanta, gözlük vs.)
Anadili Türkçe Olanlarla Buluşma
Hazırlıksız Konuşma
Hazırlıklı Sunum ve Konuşma
Tartışma
Öğrenci Ses Kaydı ve Deşifre
Dış Ortam Ses Kaydı ve Deşifre
Şarkı, Film, Haber, Şiir Dinleme
Yükse Sesle Okuma
Akıldan; tekerleme, bilmece, masal, şiir, şarkı vs. söyleme
Anlık Soru-Cevap Çalışması (Kim, Ne, Nerede, Nasıl; 5N 1K)Slide17
Dil öğretimi ve öğrenimi temelde iki ayrı becerinin kazandırılması üzerine kuruludur:
Anlama ve Anlatma
Başka şekilde ifade etme:
Bir durumu veya bir sözcüğü anlatmaya çalışma. Örneğin; “utanma” örneği için “Yüzünün rengi kırmızı oldu.” “Başını öne eğdi.” “Gözlerini kaçırdı.” gibi. Ya da “Acıktım.” demek yerine hangi cümleler kullanılabilir? “Güneş” başka nasıl anlatılabilir? Bir mevsimin özelliklerinden o mevsimi bulmak gibi. Öğreniciler gruplara ayrılıp da uygulanabilir.
Yakın veya eş anlamlı sözcükleri bulma
: Örneğin; “düşünme” ile bağlantılı sözcükleri bulma. “Kişi” için “insan, biri, birisi, bir kimse, herkes, hiç kimse, birileri, bazıları, kimileri--- fert, zat, muhterem, beyefendi, hanımefendi, bay, bayan, bey, hanım vb.
Yaygın kullanımlı sözcükler: “
Eh, hım, mesela, sonra, gibi, şey, abi, abla, ya, yani, hani, acaba, meğerse, yoksa, belki, neden olmasın, bence de, ben de, aynı, doğru, öyle mi, tamam, tabii, tabii ki, öyle ya, ondan sonra, nasıl diyeyim, böyle, aslında, kesinlikle, bana sorarsan,
Allahallah
, İnşallah, elbette vb.” Bağlaçlar, kalıp ifadeler yanında kişi zamirleri,
belgisiz
zamirler ve bunların hal ekleriyle kullanımları da çeşitli çalışmalarla öğretilir. “Birisi, birisine, birisinden, birisinde, birisini, birisiyle vb.” Genel olarak bu ifadeler konuşmayı beslediği gibi öğreniciye zaman ve özgüven kazandırır.
Eklerden sözcük türetme:
Aynı ek kullanılarak sözcük türetilir. Örneğin; “-
lI
" eki ile “şekerli, tuzlu, tatlı, yağlı vb.” sözcükleri türetme gibi.
Sesletimin
yanında dil bilgisini benimsetmek için de kullanılır. Burada yeni sözcükler de keşfedilebilir. Eğlenceli olabilir.Slide18
Beden dili
: Eller, jestler ve mimiklerle gösterilenler diğerleri tarafından yorumlanır. Hikâye oluşturmaya dek sürdürülebilir. Üzgün görünen birinin neden üzgün olduğuyla ilgili konuşmak gibi. Bu sırada, gösterme işini yapan hikâye ilerledikçe olaya yön vermeye devam edebilir.
Cümle tamamlamak için yardım isteme:
Yarım bırakılan cümlelerin tamamlanması istenir. “İstanbul’u seviyorum, çünkü…” gibi. “Evime hırsız girdi, …” (bilgisayarım çalındı, polise gitmeliyim, ne yapacağım vb.) “Tatile gitmek istiyordum ama …”
Çağrışım oyunu:
İlk başta sözcüklerle, sonrasında cümlelerle yapılır. Çember oluşturulur. Her söz hakkı gelen kişi (sırayla ilerler) kendinden önce söylenen sözcükle ilgili bir başka sözcük söyler. İlk başta tek tur, sonrasında iki veya üç tur yapılıp geri dönülür. Geri dönüşte herkes bir önceki söylenen sözcüğü hatırlamak durumundadır. Yeni sözcükler öğrenildiği gibi yüksek sesle, herkesin anlayacağı bir biçimde telaffuz etmeye ve sonuçta iletişim becerisini geliştirmeye yardımcı olur. Sonraki aşamalarda sadece belli zamanlar ekseninde cümle kurma, birlikte
hik
âye
oluşturma
alıştırmaları
yapılır
.
Oldukça
eğlencelidir
.
İletişim
,
diyalog
,
anlatı
konularında
geliştirir
.
Hazırlıksız
konuşma
çalışması
:
Seviye
seviye
uygulanabilir
.
Seviyeye
göre
öğrenicilere
bir
konu
;
cümle
,
resim
,
fotoğraf
,
nesne
vs.
verilir
ve
durmaksızın
beş
dakika
konuşması
istenir
.
Amaç
durmaksızın
konuşmak
olacaktır
.
Hazırlıklı
konuşma
çalışması
:
Belli
bir
sürede
hazırlanılması
istenen
konuların
sunumu
(
görsel
kullanımı
teşvik
edilir
)
yapılır
.
Sunumun
ardından
sorular
alınır
.
Bunun
gibi
, belli
konular
etrafında
bilgi
yarışmaları
düzenlenir
ve
puanlar
vs.
yazılarak
motivasyon
aracı
olarak
kazanan
gruba
/
kişiye
ödül
verilebilebilir
.Slide19
Cümleden cümleler türetme:
Verilen uzun bir cümle ya da paragraftan kısa cümleler türetilir. Örneğin; “Ilgaz, Anadolu
’nun
sen
yüce
bir
dağısın
.”
dan
hareketle
“
Ilgaz
bir
dağdır
.” “
Ilgaz
Anadolu’dadır
.” “
Ilgaz
yüce
bir
dağdır
,
yüksek
bir
dağdır
.”
gibi
. “
Taksim’e
geçen
ay
taşınan
Ali,
müzisyen
komşusunun
yaptığı
gürültü
üzerine
polisi
aradı
.”
cümlesinden
hareketle
“Ali
geçen
ay
Taksim’e
taşındı
.” “
Ali’nin
komşusu
müzisyendir
.”
Bu çalışma ilerleyen seviyelerde, hikâyeler ve gazete haberleri (
grift
yapısını çözmek üzere) ile de yapılabilir.
Sözcüklerden cümleler türetme:
Dağınık verilen sözcükleri, yüklemleri kullanarak cümle türetmeleri istenir. Yarışma etkinliği yapılırsa en çok cümle üreten kişiye ya da grup birinci olur.
Soru cevap:
Özellikle, cevabı kısa sorular tercih edilir. Sonu “
mI
?”, “… değil mi?”, “… ne?”, “… nasıl?”, “… kaç?” ile biten sorular da ilk seviyelerde konuşma alışkanlığının kazandırılması açısından önemlidir. Cevabının önceden “Evet” ya da “Hayır” olduğu bilinen sorularla da öğrencilerin çabuk cevap verebilmesi üzerine çalışılabilir. Öğreniciler, sorulacak sorularla “benim, benimki, bu, bundan, olabilir, neden olmasın, olur, olmaz, uygun, elbette vb.” cevaplara yönlendirilmelidir. Burada zamanlama ve refleks cevaplar üzerine tekrarlar, alıştırılmalar yapılması konuşma alışkanlığını destekleyici olacaktır.
Uzun ünlülerin çalışılması:
“bazı, bazen, yani vb.” Liste uzun.
Tiyatro oyunu:
Öğrenicilere seviyelerine göre bir oyundan replikler dağıtılır. Tonlama üzerine çalışıldıktan sonra oyun kısmına geçilir. Aynı oyun daha sonra asıl repliklerin ardından söylenen doğaçlama repliklerle genişletilerek oynanır.
Ses efektleri:
Öğrenicilere ses efektleri dinletilir ve onlardan dinlediklerini yorumlamaları istenir. Burada da ses efektleri belli bir oluş sırasıyla verilirse hikâye kurmaya kadar uzanan bir çalışma uygulanabilir.Slide20
Böcekler
Düşünme,
Arzu et sade!
Bak böcekler de öyle yapıyor.
Birdenbire
Her şey birdenbire oldu.
Birdenbire vurdu gün ışığı yere;
Gökyüzü birdenbire oldu;
Mavi birdenbire.
Her şey birdenbire oldu;
Birdenbire tütmeye başladı duman topraktan;
Filiz birdenbire oldu, tomurcuk birdenbire.
Yemiş birdenbire oldu.
Birdenbire;
Her şey birdenbire oldu.
Kız birdenbire, oğlan birdenbire;
Yollar, kırlar, kediler, insanlar...
Aşk birdenbire oldu,
Sevinç birdenbire…
Ne Kadar Güzel
Çayın rengi ne kadar güzel,
Sabah sabah,
Açık havada!
Hava ne kadar güzel!
Oğlan çocuk ne kadar güzel!
Çay ne kadar güzel!
(Orhan Veli)
“
Komşu
komşu
hu
hu
…”Slide21
Teşekkürler
.
Atanur
Memiş
İstanbul Bilgi Üniversitesi